kalem suresi 22. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52


أَنِ اغْدُوا عَلَى حَرْثِكُمْ إِن كُنتُمْ صَارِمِينَ

Enıgdû alâ harsikum in kuntum sârımîn(sârımîne).


en ıgdû: erkenden gitmek, gitmek
alâ: üzere, ...e
harsi-kum: tarlanız
in: eğer
kuntum: siz iseniz
sârımîne: devşiriciler, devşirecek olanlar


Hasan Basri Çantay
«Devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmiye) çıkın» diye.

Ömer Nasuhi Bilmen
(22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.

Elmalılı Hamdi Yazır
Haydin kesecekseniz harsinize irkence koşun dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun! dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin» diye.

Diyanet İşleri (eski)
(21-22) Sabah erken: 'Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın' diye birbirlerine seslendiler.

Diyanet İşleri
(21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.

Diyanet Vakfi
(21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.

Celal Yıldırım
Devşirecekseniz, haydi durmayın erkenden ürünlerinizin başına gidiniz !

Suat Yıldırım
(21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"

Ali Fikri Yavuz
“Haydin devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!”

İbni Kesir
Mahsullerinizi devşirecekseniz erkence çıkın, diye.

Abdulbaki Gölpınarlı
Mahsûlünüzü kesip devşirecekseniz erkence koşun, gidin.

Adem Uğur
Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye.

Ali Bulaç
"Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."

Bekir Sadak
(21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.

Fizilal-il Kuran
Haydi ürünleri toplayacaksanız erkenden ekininize gidin diye.

Gültekin Onan
"Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."

Muhammed Esed
"Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin!"

Şaban Piriş
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.

Tefhim-ul Kuran
«Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın, çıkın.»

Ümit Şimşek
'Devşirecekseniz, erkenden ürününüzün başına geçin.'

Süleyman Ateş
"Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.

Yaşar Nuri Öztürk
"Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin."

Edip Yüksel
'Devşirecekseniz, haydi ekinlerinize erken varın.'