taha suresi 106. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135


فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا

Fe yezeruhâ kâan safsafâ(safsafen).


fe: o zaman, böylece
yezeru-hâ: onu bırakacak
kâan: düz arazi
safsafen: boş, dümdüz


Hasan Basri Çantay
«(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».

Ömer Nasuhi Bilmen
«Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Yerlerini düpedüz bomboş bırakacak

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Yerlerini dümdüz bomboş bir halde bırakacak:

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.»

Diyanet İşleri (eski)
(105-108) Sana dağları sorarlar; de ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin.'

Diyanet İşleri
“Onların yerlerini dümdüz, boş bir alan hâlinde bırakacaktır.”

Diyanet Vakfi
Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

Celal Yıldırım
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin.

Suat Yıldırım
(105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."

Ali Fikri Yavuz
Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.

İbni Kesir
Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.

Abdulbaki Gölpınarlı
Yeryüzünü dümdüz bir hâle getirir.

Adem Uğur
Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

Ali Bulaç
"Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."

Bekir Sadak
(105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»

Fizilal-il Kuran
Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürür.

Gültekin Onan
"Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."

Muhammed Esed
yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,

Şaban Piriş
Yerlerini de dümdüz, kuru bir toprak haline getirecektir.

Tefhim-ul Kuran
«Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.»

Ümit Şimşek
Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak.

Süleyman Ateş
Yerlerini boş, dümdüz bırakacaktır.

Yaşar Nuri Öztürk
"Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır."

Edip Yüksel
'Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.'