taha suresi 37. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135


وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَى

Ve lekad menennâ aleyke merreten uhrâ.


ve lekad: ve andolsun
menennâ: lütufta bulunduk (ni'met verdik)
aleyke: sana
merreten: bir defa daha
uhrâ: diğer, başka


Hasan Basri Çantay
(37-38-39) «Andolsun ki biz sana diğer bir zamanda, anana vahyolunacak şey'i ilham etdiğimiz vakıtda da lutf etmiş ve (kendisine): — Onu tabuta koy da denize at ki deniz onu kıyıya bıraksın, onu benim de, kendisinin de düşmanı olan biri alacak diye (emreylemişdik). Sana karşı (Ey Musa) gözümün önünde yetişdirilmen için kendimden bir sevgi bırakmışdım.

Ömer Nasuhi Bilmen
«Ve andolsun ki, sana başka defa da ihsanda bulunmuşuzdur.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Şanım hakkı için biz lûtfeylemiştik sana diğer bir def'a daha

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Şanıma andolsun ki, Biz sana diğer bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«And olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik»

Diyanet İşleri (eski)
(36-39) Allah: 'Ey Musa! İstediğin sana verildi' dedi, 'Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım.'

Diyanet İşleri
“Andolsun, biz sana bir kere daha iyilikte bulunmuştuk.”

Diyanet Vakfi
Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

Celal Yıldırım
And olsun ki, biz bir başka defa da sana minnette bulunup lütfetmiştik.

Suat Yıldırım
(36-37) "Mûsâ!" dedi, "istediklerin sana verildi. Zaten başka bir sefer de sana lütufta bulunmuştuk."

Ali Fikri Yavuz
And olsun, biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik.”

İbni Kesir
Zaten sana, başka bir defa daha lutufta bulunmuştuk.

Abdulbaki Gölpınarlı
Andolsun ki bir kere daha lûtfetmiştik sana.

Adem Uğur
Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

Ali Bulaç
"Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

Bekir Sadak
(36-39) Allah: «Ey Musa! istedigin sana verildi» dedi, «Zaten sana baska bir defa da iyilikte bulunmus ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmistik: Musa'yi bir sandiga koy da suya birak; su onu kiyiya atar, Bana da, ona da dusman olan biri onu alir. Ey Musa! Gzumun nunde yetisesin diye seni sevimli kildim.»

Fizilal-il Kuran
Biz, bundan önce de bir kere daha sana lütufta bulunmuştuk.

Gültekin Onan
"Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

Muhammed Esed
"Zaten sana geçmişte bir kere daha lütufda bulunmuştuk;

Şaban Piriş
Sana bir defa daha iyilikte bulunmuştuk.

Tefhim-ul Kuran
«Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.»

Ümit Şimşek
'Başka bir sefer daha Biz sana lütufta bulunmuştuk.

Süleyman Ateş
"Zaten biz sana bir kez daha lutufta bulunmuştuk."

Yaşar Nuri Öztürk
"Yemin olsun, sana bir kez daha lütufta bulunmuştuk."

Edip Yüksel
'Sana bir kez daha lütufta bulunduk.'