وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ
Ve kîle men râk(râkın).
| ve kîle | : ve denir |
| men | : kim |
| râkın | : kurtaracak olan |
«Tedâvî edebilecek kim?» denildi (denilecek).
Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?»
Ve denilir: kim var bir okuyacak?
ve: «Okuyacak kim var?» denilir
«Tedavi edebilecek kimdir?» denilir.
(26-27) Dikkat edin; can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: 'Çare bulan yok mudur?' denir.
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
«Tedavi edebilecek kimdir?» denir.
Okuyup üfleyecek bir kimse yok mudur? denilecek.
"Bunu iyileştiren, kurtaran yok mu?" der.
(Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki: “- (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?”
Çare bulacak kim? denir.
Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince.
Tedavi edebilecek kimdir? denir.
"Son müdahaleyi yapacak kim" denir.
(26-27) Dikkat edin; can bogaza gelip koprucuk kemiklerine dayandigi zaman: «Care bulan yok mudur?» denir.
Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar.
"Son müdahaleyi yapacak kim" denir.
ve insanlar: "(onu kurtaracak) bir hekim yok mu?" diye sorarlar;
-Son nefesini veren kimdir? denmiş.
«Son müdahaleyi yapacak kim» denir.
'Yok mu kurtaran?' dendiğinde,
Ve (başında bulunanlar tarafından): "Kim afsun yapar acaba? denir,
"Kim var okuyup üfleyecek?" denilir!
Ve, 'Çare bulan var mı?' dendiği zaman.