فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ
Fe izâ kara’nâhu fettebi’kur’ânehu.
| fe | : artık, öyleyse |
| izâ | : olduğu zaman |
| kare'nâ-hu | : onu okuduk |
| fe | : artık, öyleyse |
| ittebi' | : tâbî ol |
| kur'âne-hu | : onun okunuşu |
Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.
İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!
Biz okuduk mu o vakıt ta'kıyb et o Kur'anı
Biz onu (Kur'an'ı) okuduğumuz zaman okuduğunu takip et!
O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.
Biz onu Cebrail'e okuttuğumuz zaman, onun okumasını dinle.
O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
O halde biz, onu (Cebrail'in diliyle) okuduğumuzda sen de onun okuyuşunu izleyerek O'na uy.
O halde Biz Kur’ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle!
Biz onu (Cebrâil dili ile) okuduk mu, sen onun okunuşunu takib et.
Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.
Onu okuduk mu, uy okuyuşuna.
O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
Şu halde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Biz onu Cebrail'e okuttugumuz zaman, onun okumasini dinle.
Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.
Şu halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Böylece, onu telaffuz ettiğimiz zaman, kelimelerini (bütün zihnini vererek) takip et,
Onu okuduğumuz zaman onun okunuşuna tabi ol.
Şu halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Biz onu sana okuduğumuzda, sen okunuşunu izle.
O halde sana Kur'ân'ı okuduğumuz zaman onun okunuşunu izle.
O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle.
Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle.