وَلَوْ أَلْقَى مَعَاذِيرَهُ
Ve lev elkâ meâzîreh(meâzîrehu).
| ve lev | : ve olsa bile |
| elkâ | : ilka etti, ortaya attı, belirtti, beyan etti |
| meâzîre-hu | : onun mazeretleri, özürleri, sebepleri |
Velev ki o, (bütün) ma'ziretlerini (meydana) atmış olsun.
Velev ki, mazeretlerini ortaya atmış bulunsun.
Dökse de ortaya ma'ziretlerini
Mazeretlerini ortaya (sayıp) dökse de!
Bir takım özürler ortaya atsa da.
(14-15) Özürlerini sayıp dökse de, insanoğlu, artık kendi kendinin şahididir.
(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.
İsterse özürlerini sayıp döksün.
(14-15) insan birtakım özürler ileri sürse bile, o kendine karşı duyup gören bir şahittir.
(14-15) Türlü türlü mazeretler öne sürse de, Artık insan, kendisi hakkında şahit olur.
Bütün mazeretlerini ortaya dökse de, (yine nefsinde gerçeği bilir. İnsan tamamen kendini kontrol edebilecek durumdadır.)
Ma'zeretlerini sayıp dökse de.
Özürlerini ortaya dökse de.
İsterse özürlerini sayıp döksün.
Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.
(14-15) Ozurlerini sayip dokse de, insanoglu, artik kendi kendinin sahididir.
Birtakım mazeretler ileri sürse de.
Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.
mazeretler bulup kendi (yaptıkları)nı gizlemeye çalışsa bile.
İsterse özür beyan etsin.
Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.
Mazeretlerini sayıp dökse bile.
Birtakım özürler ortaya atsa da.
Dökse de ortaya tüm mazeretlerini.
Birtakım özürler ortaya atsa da...