kamer suresi 6. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55


فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَى شَيْءٍ نُّكُرٍ

Fe tevelle anhum, yevme yed’ud dâi ilâ şey’in nukur(nukurin).


fe: o zaman, artık
tevelle: yüz çevir
an-hum: onlardan
yevme: o gün
yed'u: çağıracak
ed dâi: çağırıcı, davetçi
ilâ şey'in: bir şeye
nukurin: korkunç dehşetli, çok korkunç


Hasan Basri Çantay
O halde (habîbim) onlardan yüz çevir. O da'vet edici nin (misli) görülmemiş, tanıtmamış bir şey'e da'vet edeceği gün.

Ömer Nasuhi Bilmen
Artık sen onlardan yüz çevir. O gün ki dâvetci bir korkunç, nâhoş bir şeye dâvet eder.

Elmalılı Hamdi Yazır
Sen de onlardan yüz çevir, o gün ki çağırıcı görülmedik müdhiş bir şey'e çağırır

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı görülmedik korkunç bir şeye çağırır.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır.

Diyanet İşleri (eski)
Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;

Diyanet İşleri
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.

Diyanet Vakfi
Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.

Celal Yıldırım
Onlardan yüzçevir. O gün çağrıcı, bilinmedik (korkunç) bir şeyle çağırır.

Suat Yıldırım
Sen de şimdi onları kendi hallerine terk et. Gün gelir bir münâdî, hiç de hoşa gitmeyen, insanın görür görmez kaçacağı bir yere çağırır.

Ali Fikri Yavuz
O halde (Ey Rasûlüm) onlardan yüz çevir. O çağırıcı İsrâfil’in görülmemiş dehşetli bir şeye (müminleri cennete, kâfirleri cehenneme) davet edeceği gün;

İbni Kesir
Öyleyse yüz çevir onlardan. O çağıranın, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün.

Abdulbaki Gölpınarlı
Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır.

Adem Uğur
Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.

Ali Bulaç
Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün...

Bekir Sadak
Oyleyse onlardan yuz cevir; cagiran, gorulmemis ve taninmamis bir seye cagirdigi gun.

Fizilal-il Kuran
Sen de yüz çevir onlara. Görevli melek, o gün onları benzeri yaşanmamış olaya çağırdığında;

Gültekin Onan
Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının benzeri görülmedik (nükür) bir şeye çağıracağı gün...

Muhammed Esed
sen (yine) onlardan uzak dur. Çağrı Sesinin, (insanı) aklın tasavvur edemeyeceği bir şeye çağıracağı Gün,

Şaban Piriş
Onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı onları hoşlanmadıkları bir şeye çağırır.

Tefhim-ul Kuran
Öyleyse sen onlardan yüz çevir; o çağrıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün.

Ümit Şimşek
Sen onlardan yüz çevir. Gün gelir, davetçi onları görülmedik birşeye çağırır.

Süleyman Ateş
Öyleyse sen de onlardan yüz çevir; o çağırıcının görülmemiş, tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,

Yaşar Nuri Öztürk
O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde,

Edip Yüksel
Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,