الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ
Ellezîne hum fî salâtihim hâşiûn(hâşiûne).
| ellezîne | : o kimseler, onlar |
| hum | : onlar |
| fî salâti-him | : onların namazlarında |
| hâşiûne | : huşû duyanlar |
(Öyle mü'minler) ki onlar namazlarında huşuua riaayetkârdırlar.
O mü'minler ki, namazlarında havf (tevazu) sahipleridir.
Ki onlar namazlarında huşu'ludurlar
Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.
Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler,
Onlar namazda huşu içindedirler.
Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.
Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler;
Onlar ki, namazlarında saygı dolu bir korkuyla eğilirler.
Onlar namazlarında tam bir saygı ve tevazu içindedirler.
O müminler ki, namazlarında tevazu ve korku sahibidirler.
Ki onlar; namazlarında huşu' içindedirler.
Öyle kişilerdir onlar ki namazlarını gönül alçaklığıyla kılarlar.
Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler;
Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır;
Onlar namazda husu icindedirler.
Onlar ki, huşu içinde namaz kılarlar.
Onlar namazlarında huşu içinde olanlardır.
onlar ki, salatlarında alçak gönüllü bir duyarlık içindedirler;
Onlar namazlarında huşu içinde olanlardır.
Onlar namazlarında huşû içinde olanlardır,
Onlar namazlarında derin bir saygı ve alçakgönüllülük içindedirler.
Ki onlar, namazlarında saygılıdırlar.
Namazlarında huşû sahipleridir onlar.
Nitekim onlar namazlarında saygılıdırlar.