لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ اللَّهِ كَاشِفَةٌ
Leyse lehâ min dûnillâhi kâşifeh(kâşifetun).
| leyse | : yoktur |
| lehâ | : onun, onu |
| min dûni allâhi | : Allah'tan başka |
| kâşifetun | : kâşif, keşfeden, açan, açacak olan |
Onu Allahdan başka açığa çıkaracak yokdur.
(57-58) Saat yaklaştı Kıyamet tekarrüb etti. Onun için Allah Teâlâ'dan başka yoktur bir açıcı.
Yoktur ona Allahdan başka açıcı
Ona Allah'tan başka açıcı yoktur.
Onu Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.
Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur.
Onu Allah’tan başka açacak kimse yoktur.
Onu (vaktini) Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.
Onu Allah'tan başka açıp ortaya koyacak yok.
(56-58) İşte bu Peygamber de, önceki rehberlerden ve uyaranlardan biridir. O yaklaşan (kıyamet) yaklaştı. O gelmeden, ne zaman olacağını bildirecek, geldiğinde de onu giderecek Allah’tan başka kimse yoktur.
Onun vaktini Allah’dan başka açıklayacak yoktur.
Onu Allah'tan başka ortaya çıkaracak yoktur.
Allah'tan başkası, çeviremez onu geri.
Onu (vaktini) Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.
Onu Allah'ın dışında ortaya çıkaracak başka (hiçbir güç yoktur).
Onu Allah'tan baska ortaya koyacak yoktur.
Onun dehşetini Allah'tan başka hiç kimse başınızdan savamaz.
Onu Tanrı'nın dışında ortaya çıkaracak başka (hiçbir güç yoktur).
(Ama) onu Allah'tan başka kimse açığa çıkaramaz...
Onu Allah’tan başkası açığa çıkaracak değildir.
Onu Allah'ın dışında ortaya çıkaracak başka (hiçbir güç yoktur).
Onu Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.
Onu Allah'tan başka açacak (geldiği zaman kaldıracak, vaktini erteleyecek veya onun ne zaman geleceğini belirleyecek) kimse yoktur.
Onu Allah'tan başka kaldıracak/uzaklaştıracak yok.
ALLAH'tan başkası onu kaldıramaz.