فَغَشَّاهَا مَا غَشَّى
Fe gaşşâhâ mâ gaşşâ.
| fe | : böylece, artık |
| gaşşâ-hâ | : ona sardı, kapladı |
| mâ | : şeyi |
| gaşşâ | : sardı, kapladı |
Onlara giydirdiğini giydirdi!
(53-54) Mü'tefike'yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı.
Sardırttı da onlara o sardırdığını
Sardırttı da onlara o sardırdığını.
Onları neler kapladı neler!
(53-54) Lut milletinin kasabalarını yere batıran, onları gömdükçe gömen O'dur.
(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.
Onların başına getireceğini getirdi!
Onları örtecek şeyler örttü de örttü..
(45-54) Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratma, öldükten sonra diriltme, tekrar yaratma O’na aittir. İnsanı zengin, kanaat sahibi ve halinden memnun etmek de O’na aittir. Müşriklerin taptığı Şi’râ yıldızının Rabbi de O’dur. Önceki Âd milletini yok eden de O’dur. Semud milletini yok edip geriye hiçbir şey bırakmayan da O’dur. Daha önce Nuh milletini yok eden de O. Çünkü bunlar çok zalim, çok azgındılar. Altı üstüne getirilen Lût milletinin şehirlerini yerle bir etti. Onları ne azaplar, ne musîbetler, neler kapladı neler!
Öyle ki, onlara sardırdığı musibeti sardırdı!...
Onlara giydirdiğini giydirdi.
Derken o şehirleri, örten örttü gitti.
Onların başına getireceğini getirdi!
Böylece ona (o toplumun başına) sardırdığını sardırdı.
(53-54) Lut milletinin kasabalarini yere batiran, onlari gomdukce gomen O'dur.
Buraları yerin dibine O geçirmiştir.
Böylece ona (o toplumun başına) sardırdığını sardırdı.
ve sonra ebediyyen görünmez hale getirdiği (gibi).
Onlara şiddetli bir azap bürüdü.
Böylece ona (o topluma) sardırdığını sardırdı.
Onları kaplayan öyle bir kapladı ki!
Onların üstüne neler çöktü, neler!
Sarıp doladı onlara, sarıp doladığını.
Onları örten örttü.