نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ
Nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn(tusaddikûne).
| nahnu | : biz |
| halaknâ-kum | : sizleri yarattık |
| fe | : o zaman, öyleyse, hâlâ |
| lev | : eğer, şâyet, olsa, ise |
| lâ tusaddikûne | : tasdik etmiyorsunuz |
Sizi biz yaratdık. O halde (tekrar dirilmiye de) inanmalı değilmisiniz?
Biz sizi yarattık. Artık tasdik eder olmalı değil mi idiniz!
Biz, yarattık sizi hâlâ tasdık etmiyecek misiniz?
Sizi Biz yarattık, hala tasdik etmeyecek misiniz?
Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi?
Sizi yaratan Biziz; hala tasdik etmez misiniz?
Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?
Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi?
Biz, sizi yarattık; hâlâ (bu gerçeği) tasdîk etmiyecek misiniz ?
Sizi yaratan Biz’iz, hâlâ bu gerçeği ikrar ve tasdik etmeyecek misiniz?
(Ey İnkârcılar), sizi biz yarattık; hâlâ (peygamberleri) tasdik etmiyecek misiniz?
Sizi; Biz, yarattık. Hala tasdik etmez misiniz?
Biz yarattık sizi, hâlâ mı gerçeklemezsiniz?
Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi?
Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz?
Sizi yaratan Biziz; hala tasdik etmez misiniz?
Sizleri yaratan biziz, bunu onaylasanıza.
Sizleri biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz?
Sizi yaratan Biziz, (ey insanlar!) Öyleyse neden hakikati kabul etmezsiniz?
-Sizi yarattık, biz! Gerekmez mi tasdik etmeniz?
Sizleri biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz?
Sizi Biz yarattık; hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?
Biz sizi yarattık; doğrulamanız gerekmez mi?
Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı?
Sizi biz yarattık, doğrulamanız gerekmez miydi?