وَظِلٍّ مِّن يَحْمُومٍ
Ve zıllin min yahmûm(yahmûmin).
| ve zıllin | : ve gölge, gölgeli yer, gölgeler |
| min yahmûmin | : kara dumandan |
ve bir de kapkara dumandan bir gölge içindedirler.
(41-43) Ashâb-ı Şimal ise, ne? Mesâmâtâ kadar nüfuz eden bir sıcaklık ve son derece hararetli bir su içindedirler. Ve pek siyah bir dumandan bir gölge içindedirler.
Ve zifirden bir zıll-i mağmum içinde
kapkara boğucu dumandan bir gölge,
Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.
(42-44) İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.
(42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.
(43-44) Serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar;
Ve kara boğucu bir dumandan meydana gelen gölgededirler.
(43-44) Ne serin, ne de faydalı olmayan, kapkara duman tabakası altındadırlar.
Bir de üzerlerinde cehennemin kapkara dumanı olan bir gölge var...
Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler.
Ve karardıkça kararan bir dumanın gölgesindeler.
Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar;
Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler.
(42-44) Insanin icine isleyen bir sicaklik ve kaynar su icinde, serinligi ve hoslugu olmayan kara bir dumanin golgesinde bulunurlar.
Kara ve boğucu bir dumanın gölgesi altındadırlar.
Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler.
ve siyah duman gölgesinde,
Simsiyah bir duman gölgesi içinde.
Ve kapkara dumandan olan bir gölge içindedirler,
Kapkara bir dumanın gölgesindedirler.
Kara dumandan bir gölge altında,
Simsiyah bir gölge altındadırlar.
Sıcak gölgeler altındadırlar.