ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ
Summe innekum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn(mukezzibûne).
| summe | : sonra |
| inne-kum | : muhakkak ki siz |
| eyyuhâ | : ey |
| ed dâllûne | : dalâlette olanlar |
| mukezzibûne | : yalanlayanlar |
Sonra hakıykaten siz, ey sapkınlar ve tekzîbciler,
Sonra şüphe yok ki, sizler ey sapıklar, tekzîp ediciler!
Sonra siz, ey sapgın münkirler!
Sonra siz, ey sapık inkarcılar,
Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!
Sonra, siz ey sapıklar, yalanlayanlar!
(51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz.
Sonra siz ey sapıklar, yalancılar!
Sonra siz, ey şaşkın sapıklar, (hakkı) yalan sayanlar!
Sonra siz ey yoldan sapanlar ve hak dini yalan sayanlar!
Sonra, muhakkak ki siz ey sapkınlar, yalancılar!
Sonra gerçekten siz ey sapıklar, yalanlayıcılar;
Sonra da siz ey yalanlayan sapıklar, şüphe yok ki.
Sonra siz ey sapıklar, yalancılar!
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalanlayıcılar,
Sonra, siz ey sapiklar, yalanlayanlar!
Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar,
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalanlayıcılar,
ve o zaman, siz ey yoldan sapmış ve hakikati yalanlamış olanlar,
-Sonra siz, ey sapıklar, yalanlayanlar!
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalancılar,
Sonra da, ey yalanlayıcı sapıklar!
Sonra siz de, ey sapık yalanlayıcılar (o zaman toplanacaksınız).
Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar!
'Sonra da siz, ey sapıtmışlar, ey yalanlayıcılar,'